2 Kasım 2013 Cumartesi

Hindistan - Delhi

Başka sınıf tren bileti kalmadığı için en alt sınıf olan "Genel Sınıf" bilet alıyorum ve düşüyorum yola. Sınıf ayrımcılığım yoktur ama Hindistan'a gidenler Genel Sınıf nedir iyi bilirler. Koltuk numarası yok tren durunca hurraa trene hücum ve çoook çeşitli insan konservesi şeklinde yolculuk :D Her türden ses görüntü ve koku :D

Delhi'ye varıyorum, beni Cem karşılıyor; yanında arkadaşı Onur ile Cem'in evine gidiyoruz. Cem Antalya'dan tanıdığım bir arkadaşım. Hindistan'da da iş yapan özel bir Türk şirketinin Hindistan Genel Müdürü. Harika bir evi var. Eve varır varmaz terasta mangal, içki ve sonrasında bize katılan Tansu ile birlikte harika bir sohbet ortamı oluyor. O kadar yolculuk ve ucuz oteler sonrası bu atmosfer beni feci keyiflendiriyor. Sonrasında Cem ve Onur ile dışarı çıkıp birkaç bar dolaşıyoruz ve bana Delhi gece hayatında bir kesit sunuyorlar. Delhi'de gece hayatı pek çeşitli değil. 25 milyonluk şehirde gidilecek birkaç bar var ve bunlar ya 5 yıldızlı otellerin içinde ya da büyük alışveriş merkezlerinin bir köşesinde. Hindistan, gece hayatı ve içki konusunda biraz muhafazakar. Birkaç bölgesi hariç.

Delhi'de 3 gün kaldım. Delhi Hindistan'ın başkanti ve 2 ana bölümden oluşuyor: Eski Delhi ve Yeni Delhi. İkisinin arasında dağlar kadar fark var. Yeni delhi bölgesi; caddeleri, parkları, yerleşim yerleri, hükümet, bakanlıklar ve büyük elçilikler bölgeleri ile modern bir Avrupa ülkesini andırıyor. Ama Eski Delihi, pis karışık renkli, bilindik Hindistan sokakları...

Delhi'yi gezmeye başlıyoruz. Red Fort ve eski Delhi'den şöyle bir geçiyoruz. Devasa bir ikinci el pazarı görüyoruz kaldırımlara serpilmiş... Söyldiklerine göre Delhi'de bir şey karbedersen bulmaya buraya gelmeliymişsin. Yani ne kadar kullanılmış, çalınmış eski eşya varsa burada mevcut.. "Gate of India" isimli ikinci dünya savaşında ölen Hint askerleri için yapılmış anıt'ı görüyoruz ve Hükümet meydanına gidiyoruz. Müthiş bir mimari, peyzaj ve geniş araziler... Politikacılar kendilerine inanılmaz bir alan yaratmışlar. Rahat ve konfar içindeler... Politikacı her yerde aynı işte...

3 Gün boyunca delhiyi geziyoruz. Cem sağolsun aracını bana tahsis ediyor. Hümayun Sarayı, Lotus Tapınağı, Hayvanat bahçesi ,barlar, restoranlar... Cem'in şöförü çok iyi ingilizce konuşan eski bir rehber çıkınca patlatıyorum soruları... En çok merak ettiğim konulardan birisi; Kast sistemi...Hindisatan'da konuştuğum herkes bana farklı farklı bilgiler veriyor. Bu bazen kafa karıştırcı oluyor... Mesela Sorduğum bir kişi bana 6000 farklı kast olduğunu, bir başkası ise 68 tane olduğunu söylüyor. Bir kısım binlerce tanrı var diyor bir kısmı milyonlarca... :)))) Kast sistemi burada hala ciddi şekilde geçerli. Vijay de (şöför) bana 38 temel Kast olduğunu söylüyorve anlatıyor. En üst Kast'ın ismi: "Pandit" bunlar din adamları; bunların işleri güçleri din, dua... En altta ise "Balmicky" kastı mevcut. Kastlardan birkaç örnek;

Jat Kast'ı : Çiftçilik yapıyorlar.
Chamar Kast'ı : Ayakkabı yapıyorlar. Sadece onlar ayakkabı yapıyor. Başkaları kesinlikle yapamıyor...
Kumhar Kast'ı : Kap kacak tencere tabak yapıyorlar. Bu sadece onların görevi.
Balmicky Kast : Genel temizlik. Yolları, tuvaletleri vs temizliyorlar...

Kastlar arası evlilik ilişki hala tabu ve yoğun bir kınama sebebi. Soyisimler ve kafalarını sardıkları sarığın rengi kastlarını belirliyor.. Herkes kendi işini yapıyor ve sınıfına göre yaşıyor. Elbette en alt kastan gelip ciddi zengin olan inanlar da var. Bunlar çok rahat yaşasa da milyarder olsalar da kastları asla değişmiyor...

Delhi'de çok keyifli ve huzurlu vakit geçirdim. Buradan Cem'e çok teşekkür ediyorum; yaptığını çok az insan yapar. Herşeyimle ilgileniyor ve öz kardeşine göstereceği ilgi, sıcaklık ve cömertliği bana da gösteriyor. Ben yönümü Rajasthan eyaletinin renkli şehirlerine doğru çevirirken Cem'le, Mumbai de buluşmak üzere vadalaşıyoruz...

Yollaara düşme zamanı... :))









































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder