Rajasthan Hindistan'ın en renkli bölgelerinden birisi. Yerel kıyafetleri,dansları müzikleri ve şehirleri...
JAIPUR:
Önce Jaipur'a gidiyorum. Temiz bir otel bulup, yerleşip dışarı çıkıyorum. Eski şehirde bir küçük öngezi yapmak istiyorum çünkü hava kararmak üzere. Yolda bir Rikşa (tuk tuk)durduruyorum. Rikşa rikşa değil disko mümarek ışıklar müzik sistemi son ses :) Türk olduğumu öğreniyor ve hemmen bir türk şarkı açıyor:" Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz... Sultan Süleyman'a kalmadı ...tırınınınımm...!" :S Türkiye hakkında çok şey biliyor ve seviyor. Şöyle bir gezi yapıyorum ertesi gün için şehir turu satın alıp otelime dönüyorum.
Sabah 7 de kalkıp tura katılıyorum. Jaipur gerçekten birçok cazibe merkezi barındırıyor. Eski şehir'e binaların rengi yüzünden "Pink City" diyorlar ama binaların rengi açık kahverengi. "Yav bu pemde diil" diyorum, rehber "Olurmu bak heryer pembe" diyor. Gülüyorum geçiyorum. Bir köşede flütünü çıkarmış Kobracı'yla karşılaşıyorum hemmen bir video çekiyorum :D "Jantar Mantar" isimli bir bölgeye gidiyorum. Burada Astroloji ve astronomiye meraklı eski kralların güneşin konumuna göre yapılmış güneş saatleri, gezegenler ve burçlarla ilgili yapılar mevcut. İlginç ve güzel saatime bakıyorum dakikası dakikasına doğru gösteriyor bu yüzyıllar önce yapılmış oyuncaklar :D Sonra Hawa Mahal, Albert Hall müzesi, ve Amer Sarayını geziyorum. Tüm günümü alıyor bu ve fotoğraflar çekiyoum. Yorucu ama keyifli. Amer Sarayı Jaipur'n ilk ve eski kurulduğu bölgede bulunuyor. Bu bölge şehrin biraz dışında kalmış. Bir tepenin zirvesine kurulmuş ve oldukça görkemli bir Saray. Etraftaki tepelerde ve eteklerinde Çin seddine benzer duvarlar ve kuleler mevcut. Sıcağın bağrında şööle bir baktım Saray'a offf çok yüksek beeaa nasıl çıkıcamm! Gelmiş bulundum, beğenmiş bulundum yapacak bişiy yok. Başımı suyla ıslatıp; başlıyorum tırmanmaya. Yokuşlar, merdivenler çık çık bitmiyor. Tam zirveden manzara harika. Krallar işi biliyor :D Hawa Mahal küçük küçük bir sürü pencereden oluşan çok şeker bir bina. Albert Hall ise Kraliçe Viktorya'nın Eşi Albert'in adını taşıyan bir müze. İçinde Maharacaların (kral) kıyafetlerinden enstrumanlara, Minyatürlerden mısır mumyalarına kadar birçok eser sergileniyor.
Buradan Ranthambour Doğal yaşam milli parkı'na gitmek ve safari yapmak istiyorum. Ulaşım sıkıntı. Plan yapamıyorum. Gittiğimde safari için yer bulabilecek miyim belli değil. Herkes Bişeyler söylüyor.. Saatler karışık... Dönmek istediğim saatte dönüşüm garanti değil. Yani anlayacağınızcağınız herşey arap saçı.
Düşünüyorum taşınıyorum ve "Battı Balık" Olayına girmeye karar veriyorum. Sabah 05:30 trenine genel sınıf bilet alıp 04:30 da kalkııııp :D (Ben yani) Trene atlıyorum... Bakalım N'olucak :))
***
ayrıca bkz:
Rajasthan (2) - Ranthambour
Rajasthan (3) - Jaisalmer
Rajasthan (4) - Udaipur
JAIPUR:
Önce Jaipur'a gidiyorum. Temiz bir otel bulup, yerleşip dışarı çıkıyorum. Eski şehirde bir küçük öngezi yapmak istiyorum çünkü hava kararmak üzere. Yolda bir Rikşa (tuk tuk)durduruyorum. Rikşa rikşa değil disko mümarek ışıklar müzik sistemi son ses :) Türk olduğumu öğreniyor ve hemmen bir türk şarkı açıyor:" Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz... Sultan Süleyman'a kalmadı ...tırınınınımm...!" :S Türkiye hakkında çok şey biliyor ve seviyor. Şöyle bir gezi yapıyorum ertesi gün için şehir turu satın alıp otelime dönüyorum.
Sabah 7 de kalkıp tura katılıyorum. Jaipur gerçekten birçok cazibe merkezi barındırıyor. Eski şehir'e binaların rengi yüzünden "Pink City" diyorlar ama binaların rengi açık kahverengi. "Yav bu pemde diil" diyorum, rehber "Olurmu bak heryer pembe" diyor. Gülüyorum geçiyorum. Bir köşede flütünü çıkarmış Kobracı'yla karşılaşıyorum hemmen bir video çekiyorum :D "Jantar Mantar" isimli bir bölgeye gidiyorum. Burada Astroloji ve astronomiye meraklı eski kralların güneşin konumuna göre yapılmış güneş saatleri, gezegenler ve burçlarla ilgili yapılar mevcut. İlginç ve güzel saatime bakıyorum dakikası dakikasına doğru gösteriyor bu yüzyıllar önce yapılmış oyuncaklar :D Sonra Hawa Mahal, Albert Hall müzesi, ve Amer Sarayını geziyorum. Tüm günümü alıyor bu ve fotoğraflar çekiyoum. Yorucu ama keyifli. Amer Sarayı Jaipur'n ilk ve eski kurulduğu bölgede bulunuyor. Bu bölge şehrin biraz dışında kalmış. Bir tepenin zirvesine kurulmuş ve oldukça görkemli bir Saray. Etraftaki tepelerde ve eteklerinde Çin seddine benzer duvarlar ve kuleler mevcut. Sıcağın bağrında şööle bir baktım Saray'a offf çok yüksek beeaa nasıl çıkıcamm! Gelmiş bulundum, beğenmiş bulundum yapacak bişiy yok. Başımı suyla ıslatıp; başlıyorum tırmanmaya. Yokuşlar, merdivenler çık çık bitmiyor. Tam zirveden manzara harika. Krallar işi biliyor :D Hawa Mahal küçük küçük bir sürü pencereden oluşan çok şeker bir bina. Albert Hall ise Kraliçe Viktorya'nın Eşi Albert'in adını taşıyan bir müze. İçinde Maharacaların (kral) kıyafetlerinden enstrumanlara, Minyatürlerden mısır mumyalarına kadar birçok eser sergileniyor.
Buradan Ranthambour Doğal yaşam milli parkı'na gitmek ve safari yapmak istiyorum. Ulaşım sıkıntı. Plan yapamıyorum. Gittiğimde safari için yer bulabilecek miyim belli değil. Herkes Bişeyler söylüyor.. Saatler karışık... Dönmek istediğim saatte dönüşüm garanti değil. Yani anlayacağınızcağınız herşey arap saçı.
Düşünüyorum taşınıyorum ve "Battı Balık" Olayına girmeye karar veriyorum. Sabah 05:30 trenine genel sınıf bilet alıp 04:30 da kalkııııp :D (Ben yani) Trene atlıyorum... Bakalım N'olucak :))
***
ayrıca bkz:
Rajasthan (2) - Ranthambour
Rajasthan (3) - Jaisalmer
Rajasthan (4) - Udaipur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder