28 Ocak 2015 Çarşamba

Arjantin - El Chalten

Sabah El Calafate'den çıktık yola. 3 saat sonra ulaştık El Chalten'e. Kasaba girişinde Milli Park İnfo ofisi var önce orada bilgi veriliyor. Gerekli bilgileri ve verdikleri haritaları alıp hostel aramaya çıktık. Hiç kimsenin konaklamadığı şirin bir hostel bulup yerleştik. Önce yemek yiyecek bir yer aradık. El Chalten turistik bir yer ve ucuz yemek bulmak biraz zor. Yemekleri söyledik. Yemekleri gömerken bir plan yaptık. Bu gün yakın yerlere yürüyüş yapıp ertesi gün sabah erkenden asıl gitmek istediğimiz Fitz Roy Dağı'na çıkacaktık. Yemekler bitti dışarı çıktık. Hava oldukça soğuk ve rüzgarlıydı. Biraz ilerledik, toz toprak gözlerimize giriyor, rüzgar uçuruyor, üzerimdekiler ince ve yetersiz; geri dönmek istedim. Sonuçta bu yürüyüşü keyif almak için yapacaktım bir görev değildi. E zevk de almıyorum sıkıntı oluyor ama kızlar dönmek istemedi. Kısa süreliğine seyahat ettikleri için olabildiğince şey görmek istiyorlardı. Bense uzun zamandır yollardaydım bugün göreceklerimin on katı güzellikte yerler görmüştüm. Sonunda anlaştık ben döndüm onlar devam ettiler. Akşam geldiklerinde sordum fazla bişey kaçırmamışım. Marketten aldık nevaleyi, gittik hostel mutfağına, yaptık yemekleri, açtık biraları ohhh! Keyifli bir gece oldu...

Sabah erkenden kalktık ve düştük yollara. Fitz Roy Gidiş dönüş 20 Km civarı. Zorluk derecesi; Orta-Yüksek. Benim için zorlu bir yol olacaktı. Önce ormanda bir süre yürüdük. Milli park kamp alanına ulaştık. Burada çadırda kalan küçük bir grup mevcut idi. Gece soğuğunu düşünemiyorum. Buradaki küçük moladan sonra hafiften tırmanışa geçtik. Fitz Roy'u ağaçların, tepelerin arasında ara ara görüyor heyecanlanıyorduk. Bir an önce varıp keyfini çıkarmak için sabırsızlanıyordum. Parkur dikleştikçe nefesler de molalar da sıklaştı. Önceki tırmanış-yürüyüş tecrübelerini dinlediğim arkadaşlarım nefes nefese kaldıklarında şaşırdım. Grubun gerisinde olacağımı düşünüyordum :) Sonra baya dik bir tepe çıktı önümüze, her 5 dk da bir mola vermeye başladık. Onu aştığımızda varacağımızı düşünürken "Fitz Roy" bize, " o kadar kolay değil gençler!" diye fısıldadı :)) Dizlerdeki derman seviyesi diplere vurmaya başladığında karşımıza ciddi dik başka bir tepe çıktı. Kızlar iyice yorulmuşlardı ve ben öne geçmiştim. Taşlara kayalara tutunarak, mola vererek, zaman zaman kayarak tepeyi aştım. Dağ tüm görkemiyle karşımda belirince yorgunluk vs uçuverdi. Harika manzaraya karşı otruverdim. Bunca yorgunluğa değecek güzellikte ve ihtişamda bir yer. 10 dk kadar sonra kızlar geldi sandviçleri çıkarıp piknik yaptık. Üzerinde bulunduğumuz tepenin hemen aşağısında tamamen donmuş küçük bir göl bulunuyordu. Yanındaki küçük tepenin ardında ise bir kısmı donmuş uzun mavi başka bir göl. Etrafı gezdik ve fotoğrafladık. Yeterince tadını çıkardığımız kararına vardıktan sonra dönüş yoluna geçtik. Dönüş daha kolay da olsa 4 saat civarı sürdü. Kasabada miğdeye indirilen Waffle sonrası otobüsle El Calafate'ye dönüşş! :)))















































...devamını göster (show more...)

22 Ocak 2015 Perşembe

Arjantin - El Calafate

Meyve, çerez ve çikolata alıp otobüse bindim. Az değil 28-29 saat yolculuk yapacaktım. Yola çıktığım andan itibaren cama yapıştım. Birbirinden güzel manzaraları keyifle izledim. Saatler geçti, akşam oldu, sabah oldu hala yoldayım. Karlar yağdı, dağlar tepeler aştık, ovalar çöller göller geçtik. Yaptığım en uzun otobüs yolculuğu gayet keyifli geçiyordu. Koltuk aralıkları geniş ve rahattı. Yolculuk sırasında İsrail'li arkadaş Atalia ile tanıştık ve sohbet etik. Sonra sohbete İspanyol arkadaş Goi katıldı. Tam 29 saat sonra El Calafate otogarına indik. Bize katılan Brezilya'lı arkadaş (Adını unuttum:) ile Turist İnfo ofisten harita ve ucuz hostel tarifi alıp merkeze indik.

El Calafate bir tek ana caddesi olan küçük bir yer. En büyük özelliği ise "Perito Moreno Buzulu". Kasabanın hemen yanında içinde kuşlar olan göl kenarında yürüyüş keyifli. Yürüyüp bir kaç hostele fiyat sorduk. Herkes ayrı hostellere yerleşti ve yarım saat sonra yemek yemek üzere buluştuk; keyili bir yemek yedik. Bir Seyahat Acentasına uğradık ve El Chalten kasabası yakınlarındaki Milli Park ve Fitz Roy, Şili'de Puerto Natales yakınlarındaki Torres Del Paine hakkında bilgiler aldık. Akşam Atalia ile çıkıp Biblio Bar'a gittik. Hem kitapçı hem de barmış. Yemek ve ev yapımı biraları varmış. Bira içip sohbet ettik.

Ertesi gün Sabah Perito Moreno Buzulu'na gitmek üzere otogarda Atalia ve Goi ile buluştuk. Harekete geçtik. Heyecanlı ve keyifliydim. Daha önce resimlerini gördüğüm ve bayıldığım Buzul 1,5 saat uzaktaydı. İlk olarak otobüste çok uzaktan gördük ve otobüsten" Waauuw!" diye bir ses yükseldi. Bot turu yapacağımız göl kıyısına geldik. Bota doluştuk, hareket ettik. Güzel buzul çıkıverdi karşımıza. Herkesler kameralarına davrandı ve fotoğraflar çekilmeye başlandı. Beyaz ve mavi renkleri ile pırıl pırıl parlıyordu. Yer yer erimeye başlamış zaman zaman gürültülü bir şekilde kırılan buzların seslerini duyuyorduk. Tur bittikten sonra otobüse atladık ve farklı açılardan göreceğimiz Parka doğru yollandık. Parka ulaştık. Buzula yukarıdan bakıyorduk. Kademe kademe, farklı yüksekliklerde izleme balkonları yapmışlar. En yüksekteki balkondan başlayıp aşağıya doğru tüm balkonlardan izledik ve fotoğraflar çektik. Bu arada sabah otogara giderken yiyecek bir şeyler alırım diye düşünüyordum ama gayet rahat çalışan El Calafate esnafı işyerlerini açmamışlardı. Kızlar yanlarında fazla fazla yiyecek getirmişler hep beraber bir piknik yaptık. Parkta Kantin vardı ama saçma fiyatlara, çok başarılı olmayan yiyecekler mevcuttu. En son kırılan ve suya dökülen buz parçalarının görüntülerini de kaydedince keyfim dorukta ayrıldık Parktan. Akşamına Atalia ile alışveriş yapıp yemek yapmaya karar verdik. Makarna, sos, salata için malzeme, bolca da bira alıp hostele gittik. Öyle fazla makarna sos ve salata vardı ki gözümüzü doyurmak adına olayı abarttık :))

Ertesi sabah Goi ve Atalia bile birlikte El Chaltene'e gitmek üzere otogara gittik...

















































...devamını göster (show more...)

14 Ocak 2015 Çarşamba

Arjantin - Bariloche

Bariloche Otogara indiğimde yağan yağmur ve insanın içinden geçen rüzgar sebebiyle titredim. Hemen Bolivya'dan aldığım çeketimi giyindim. Belediye otobüsüne bindim ve gitmek istediğim hostele vardım. Hostel doluymuş bana başka bir hostel tavsiye ettiler. Adresi aldım ve 10 dakikalık bir yürüyüşle diğer hostele vardım. Hava buz gibi. Hostele girişimi yaptım. Resepsiyondaki cana yakın Avusturya'lı çalışan bana harita ve şehirle ilgili bilgi verdi. Karnım açtı ve dışarı çıkıp uygun bir restoran aradım. Saat 17:00 gibi restoranların çoğu kapalı. "Yaahu neden kapalı bunlar n'ooluyo?" diye söylenirken anladım ki burası da birçok Latin ülkesinde olduğu gibi belli saatlerde yemek servis yapan restoranlarla dolu. Saat 18:00 - 19:00 gibi açıyorlarmış. Durumlar iyi galiba. Sora sora, dona dona açık bir restoran buldum. Fiyatlar Mendoza'dan yüksek.

Yemeğimi söyledim; içecek yanında ücretsizmiş, bira söyledim. Kocaman bir Arjantin bifteği patates kızartması ve salata. Enfes bir yemek yedim ve kendime geldim. Hostele dönerken bakkala uğradım Litrelik bir bira çakıp uyumak istiyordum. Bakkaldaki kız bira seçmeme yardımcı oldu ve bir de küçük bira hediye etti. O şehrin birasıymış, teşekkür ettim hostele gittim. Odada Meksikalı bir arkadaş varmış. Meksika'dan konuştuk bira içtik sonra uyku.

Sabah Bariloche'de en çok yapılan aktivitelerden birisini yapıp manzarasıyla ünlü tepeye çıkma niyetim vardı. Uyandım, perdeyi araladım baktım kar yağıyor :) Ne kadar ceketim varsa hepsini üstüste giydim. Meksikalı arkadaşla birlikte bir şeyler yemek için dışarı çıktık; hava buzzzz. Biraz dolandıktan sonra bir yer bulduk ve yemek yedik. Sonra Göl kenarına inmeye karar verdik. Göl kenarına geldik, öyle bir rüzgar esiyor ki yok böyle bir şey. Üstüste giydiklerime rağmen rüzgar içime giriyor ve heryerimde dolaşıyordu :)) Ilıman iklimlerde büyümüş ve son 1 yılında çoğunlukla sıcak yerlerde gezmiş birisi olarak bu soğuk beni aştı. Rüzgarla haşince sevişirken birkaç fotoğraf çektim ve arkadaşıma "Gideliiiim!" diye bağırdım. Hızla yukarı çıktım. Tur ve aktivite sorma amacıyla bir seyahat acentasına girdim ve biraz kendime geldim. Daha sezon açılmamış ve aktivitelere başlanmamış. Bariloche'de fazla kalmanın pek bir anlamının olmadığını düşündüm. Hostele dündüm ve Hostel sahipleriyle muhabbete girdim.

Niyetim El Calafate'ye gitmekti. Otobüs saati, fiyatı, süresi gibi konuları konuştuktan sonra sohbet ilerledi ve ilginç yerlere geldi. Güney Amerika'da Arjantin ve Şili İkinci Dünya Savaşı sonunda Nazi subay ve ailelerini ülkelerine kabul etmişler. Arjantin'de de bol miktarda Alman var. Etkilerini Mimaride, Yiyecek içeceklerde vs görmek mümkün. Birçok Nazi, isimlerini değiştirip yeni hayatlara başlamışlar. Hatta estetik ameliyatla görünüşlerini değiştirenler bile olmuş. Hostel sahibi kadının lisedeki müdürü eski bir Nazi Subayıymış. Arjantin'deki en popüler dedikodulardan birisinin de Hitler'in Arjantin'de Mendoza kentinde yaşadığı dedikodusuymuş. Böyle bir şeyin gerçek olup olmadığını kimse bilmiyor. Yahudi insanlarla yaptığı acımasız deneylerle ünlü Nazi doktor Josef Mengele'in ismini ve görünüşünü değiştirip yeni bir hayata başladığı G. Amerika'da önce Arjantin sonra Paraguay ve Brezilya'da Nazi Avcıları ile oynadığı köşe kapmacayı konuştuk. Ciddi miktarlarda Nazi subay ve aileleri Denizaltılarla gelip çok güzel araziler satın alıp kendi köy ve kasabalarını kurmuşlar. Meksika'da tanıştığım Alman bir gezgin, Şili'de 2014'de ziyaret ettiği bir Alman Köyünde Özel bir günü kutlayan insanları Nazi zamanından kalma kıyafetlerle Nazi şarkıları söylerken görünce yaşadığı şoktan bahsetti. İşin ilginç tarafı Arjantin'de ciddi bir Yahudi nüfusu da var. Aralarında ciddi bir çatışma mevcut değilmiş...

Sohbet ve muhabbet sonrası akşam dışarı çıkmak istedim ama hava o kadar soğuktu ki akşam olunca vazgeçtim. Sabah 07:30 gibi kalkıp otogara gittim. El Calafate'ye giden tek firmadan biletimi aldım. Fiyat oldukça yüksekti. Yolculuk 28 - 29 saat sürecekmiş "Yuh!" oldum. Yeni bir rekor kıracaktım. Dört öğün yemek içecek ve atıştırmalık ıvır zıvır vereceklermiş falan.

Yollar... Yollarrr! :))))))







































...devamını göster (show more...)