26 Temmuz 2014 Cumartesi

Honduras

LA CEIBA:

Belize-Placencia'dan Honduras-Puerta Cortez'e her cuma saat 09:00'da tekne seferi var. Fiyatı 65 USD. Ben de buna atladım ve yola çıktım. Birgün önce çıkan kuvvetli rüzgarın gücü kırılsa da deniz hala çalkantılı idi. Buradan pasaport çıkış damgası için bir yere uğradık ve 2 saat sonrada yola çıktık. Honduras'a saat 14:30 gibi vardığımızda tekneden inen yüzü bembeyaz midesi haşat yolculardan üçü ile ortak taksi tutup La Ceiba'ya hareket ettik. La Ceiba'da Banana Republic Hostel'e yerleştik. Yatakhane fiyatı 140 Lempiras. Haşat vaziyette olduğum için biraz hostelde kaldım. Bir ara odaya birisi girdi ve kahkaha attı. Baktım Guatemala'da bıraktığım Orçun bana bakıp gülüyor. Biraz sohbet ettik; o da tekne ile gelmiş haşat vaziyette, buraya gelmeyi düşünmüyormuş ama bir gece önce feci sarhoşken "Tabi gidelim" diye arkadaşlarına söz verince kendini burada bulmuş.

"Honduras'ta neresi görülmeli?" diye sorduğum herkes, "sadece Bay İslands" (Bay adaları) dediler. "Yok mu başka bir yer?" diye sorsam da pek cevap alamadım. Bay adaları "Utila" ve "Roatan" adaları. Utila, dalış ve şnorkel meraklıları için ucuz imkanlar sunuyor. Adadaki dalış okullarından satın aldığınız sertifika paketi fiyatına konaklama ücretleri dahil. Fiyatlar 270-300 USD arası.Roatan daha çok Resort otellerin bulunduğu fiyatları daha yüksek olan bi ada imiş.

Ertesi gün hosteldeki Alman aksanlı, Avustralya'lı arkadaş ile La Ceiba sokaklarına daldık. Hemen Utila'ya geçmek istemedim. Biraz turistik olmayan yerlerde dolaşmak istedim. Çarşıya pazara daldık. Deniz kenarına indik. Halk geçim derdinde. Ekonomik durum pek parlak değil. Her yerde polis var, özellikle yolarda belli aralıklarla barikatlar kurup kontrol yapıyorlar. Ulaşım ucuz değil, konkalama ucuz. Her bütçeye hitap edecek yemek seçenekleri var. LA Ceiba kıyıları oldukça pis. Karayip kıyısı demeye 1003 şahit lazım :) Biraz dolanıp hostele döndük. Akşam dışarı çıkmak için hosteldeki elemandan tiyoları aldık. Bizi gönderdiği yer iki bölümden oluşuyor. Bar ve Disko. İçki fiyatlrı ucuz. Rom baya ucuz. Zaten buralarda en çok Rom tüketiliyor.Honduras'da biraz dikkat etmekte fayda var.Camı çatlak olmayan taksiye rastlamak zor :)

Ertesi sabah Utila adasına gitmek için liman ve tekne ile Utila...

















UTILA ADASI:

Tekneden indim. İner inmez ellerinde dalış okulu broşürleri ile insanlar üstümüze atladı. Sadece kalacak yer istediğimi söyleyince isminin "Tatiana" olduğunu öğrendiğim okul sahibi bana 5 dolara oda ve bedava şnorkel turu teklif etti. Hemmen atladım tabii. Türkiye'yi ve Türk'leri çok seviyormuş. Türkiye'de kalmış ve Türk yemekleri yapabiliyor. Utila'da tanıştığı ikinci Türk benmişim. Birincisi de bizim Orçun çıktı :D O benden bir gün önce adaya gitmişti. Baktım Orçun resepsiyonda; Tatiana, "İşte bu! İşte bu Türk!" diye gülüyor :) Orçun bir tane ATV kiralamış beraber adanın etrafında gezmeyi teklif etti. Atladım arkasına adayı dolaştık. İlk izlenimlerim olumlu. Adanın arka tarafları ıssız, sakin ve huzurlu. Pırpır uçakların kullandığı küçük bir hava alanı bile var. Akşam "Skid Row" isimli bir rock bara gittim. Heryerde tanıdıklara rastlıyor insan. Guatemalada gördüğünle Honduras'da, Belize'de karşılaşıyorsun. Burada da tanıdıklarla sohbet edip güzel müziğin tadını çıkardım.

Ertesi gün Tatiana'nın adamı gelip benden çoook özür diliyerek odayı boşaltmamı istedi. 30 kişilik bir grup gelmiş ve odama ihtiyaçları varmış. Bedava Şnorkel işi de yattı tabe :) Anlayış gösterdim, odayı boşalttım. "Tatiana Türkleri o kadar da sevmiyormuş demek" diye gülüp geçtim. Adada bir sürü yer var benim için farketmezz!

Aldığım duyumlara göre adada ünlü İspanyol Mimar Gaudi'nin tarzı ile yapılmış bir bar varmış müthiş bir yermiş. Tavsiye üzerine barı gündüz görmeye gittim. Tabii önce yol üstünden taze doğranmış Ananasımı da alarak :) Bara girdiğimde hala süslemeler devam ediyor insanlar çalışıyordu. 15 yıldır sürekli birşeyler ekliyorlarmış. Bu bar şu ana kadar gördüğüm en fantastik bar. İçine girip dolaşmaya başladığımdan itibaren ağzım açık kaldı ve kendimi masalda hissettim. O işçilik, emek, santim santim ayrıntılar, sabır, para, yaratıcılık kayda değer bir eser. Her yer rengarenk. Onca ülke dolaştıktan sonra Honduras'ın Utila adasında böyle bir yere rastlamak... Barı gezdikten sonra sahibinin yanına gidip tebrik ettim ve konuşmak istedim ama oldukça saçma ve salak davrandı. Bende basıp gittim. Sonra orada çalışan elemanlardan birisi yanıma geldi ve özür diledi. "Böyle davrandıkça hatırlanacağını düşünen bir geri zekalı bu adam, lütfen üstüne alınma herkese aynı. O kadar konuştuk ama bu şekilde davrandıkça insanların onu unutmayacağını düşünüyor" dedi. Nezaketinden dolayı elemana teşekkür ettim. Sahibi Amerikalı'ymış, pek sevilmiyormuş ama müthiş bir iş çıkardığını söylemeliyim..

Adadaki en büyük aktivite deniz aktiviteleri. Gündüz dalan insanlar gece barlara akıyor. Adada 6-7 tane bar var ve aralarında anlaşmışlar. Örneğin, pazartesi "Babalu" barın gecesi. İnsanlar buraya gidiyor. Açık mikrofon ve rezalet bir ses düzeni. Yine de tıklım tıklım. İlginç bir yer bu Babalu, barın bir kısmı deniz üstünde ve ortada bir boşluk var. Buradan balıkları görmek mümküm hatta müren balığı bilem gördüm. Barlarda içki oyunları oynanıyor. Bir eleman oyunu yönetiyor. "Şimdi şunu yapın, şimdi için şimdi tişörtlerinizi çıkarıp Bilardo masası etrafında koşun daha hızlı! daha hızlı!" diye bağırıp insanları koşturuyor. Oyun sonu barın tişörtü hediye. Fiyat 10 dolar.

Orta Amerika'nın her yerinde olduğu gibi buralarda da uyuşturucu satan adamlar mütemadiyen yanınıza gelip "Something?" gibi bana çok komik gelen sorular sorabiliyorlar. Bu adadaki satıcılar ise daha tehlikeli. Bir akşam bara giderken çok baskı yaptılar, almayınca arkamdan hakaret ve aşağılama ihtiva eden sözler sarfettiler. Polise gitmek gerekirdi belki ama böyle küçük bir yerde hiç şansım olmayacağını biliyordum. Benimle aynı hostelde kalan, tanıştığım bir adam bana Belize'de uyuşturucu satıcısı kılığına girmiş polislerden uyuşturucu satın almaya çalışırken yakalandığını ve 3 gün nezarethanede yatıp 800 dolar rüşvet ile kurtulabildiğini anlattı.

"Mama Rosa" isimli fiyatları uygun restoranda Dünya kupası maçlarının bir kısmını izledim. Almanya - Brezilya yarı final maçı dehşet bir maç idi doğrusu. Adada şnorkel yapmak için tekne tek yol değil. Kiraladığınız şnorkel takımı ile Kuzey ve güney plajlarında kendi başınıza yapabilirsiniz. Çok sayıdaki motorlu taşıt adadaki negatif unsurların başında geliyor. Yerel halk pek güler yüzlü değil. Batılılardan hoşlanmadıklarını düşünüyorum ama turizm olmazsa ada biter o ayrı. Sokaklarda seyyar olarak veya ara sokaklarda restoranlarda ucuz yemek bulmak mümkün. Ada genelde batılı gezginlerle dolu.







































...devamını göster (show more...)

24 Temmuz 2014 Perşembe

20 Temmuz 2014 Pazar

Belize - Placencia


Önce Caye Caulker'den tekne ile Belize City. Sonra Taksi ile Terminal. Sonrad a Tavuk Otobüs ile Independence'a ulaştım. Sonra tekrar taksi ile iskele ve tekne ile Placencia! Biraz çetrefilli ama en ucuz yol bu. Taksiler 5 BZD civarı. Tavuk Otobüs 19 BZD. Placencia tekne 10 BZD.

Sakin ve huzurlu plajı, yerel halkla buraya yerleşmiş batılı insanların kaynaştığı, yaş ortalaması yüksek bir yer Placencia. Hayat yavaş ve sakin. Herhangi bir güvenlik sıkıntısı hissetmedim. En ucuz oda fiyatları 40 BZD civarı idi. Deniz ben oradayken pek temiz değildi. En popüler barlar "Barefoot" ve "Tipsy Tuna". Buralarda zaman zaman canlı müzik, karaoke, afrika davul ve dans şovları vs aktiviteler oluyor. Ben hepsini gördüm tabi bunların :)) Tipsy Tuna'da tanıştığım Amerikan donanmasından emekli amca ile çeşitli ülkeler ve Amerika'nın uyguladığı politikalar üzerine sohbet ettik. Fikirlerimi pek beğenmese de "Sanmıyorum ama olabilir tabi" diyerek tepki verdi. Onun söylediği önemli şeyler de vardı: "Tamam belki Amerika bazı ülkeleri kendine bağımlı hale getiriyor ama bazı toplumlar bunu değiştirecek hiçbir girişimde bulunmuyorlar; balık tutmayı öğrenmek yerine kendilerine verilen birkaç balıktan memnunlar!" Fazla uzatmadık tabii. Gecenin tadı kaçmasın.

Baktık karaoke başladı. Herkesler popüler şeyler söylüyor, lay lay lom falan, DJ'e gittim "'Turn the page' var mı Metallica'dan?" dedim, söylemeyeli baya oldu hatırlayalım bakalım. "Tamamdır" dedi. Söyledim şarkıyı ama tabi Elektro gitar, Bass, Davul şöyle bangır bangır çalıp söylemeyi çok özlemişim yav..!

Placencia'da Şnorkel, Dalış, Balık turları vs mümkün. Ana caddede seyyar standlarda ucuz yemek bulunabilir. Restoranlar pahalı. Marketler burada da Çinlilerin elinde. Halkı sıcak kanlı yolda yürürken selam veriyorlar. Her cuma sabah 9'da Honduras'a Puerto Cortez' bir tekne kalkıyor. Fiyatı 65 USD. Ben de cuma günü bu tekneye atlayıp feci çalkantılı denizde kusmaya ramak kala Honduras'a vardım :D























<







...devamını göster (show more...)

18 Temmuz 2014 Cuma

Belize - Caye Caulker

Flores'te oturmuş arkadaşlarla muhabbet ediyorduk. Saat gece yarısı 12 civarıydı. "Ee Belize'ye gitmeyi düşünüyor musun?" diye sordular. "Evet düşünüyorum. Hatta,dur bakim hostelde bu saatte bilet satıyorlar mı?" diye bara gittim. Bardaki eleman, "Olur tabi ne zaman?" dedi. "İlk otobüs ne zaman?" dedim. "5 saat sonra sabah 5'te" dedi. "E tamam ver bakalım bana sabah için bir bilet!" diyerek Belize biletimi aldım :D Arkadaşların yanına gidip bileti gösterince baya güldük :D 3 saat kadar uyudum ve sabah 5 gibi yola çıktık. Toplam 5 saat sürdü.Guatemala'dan Belize'ye geçiş zor değil.Hem Otobüs hem de Shuttle minibüslerle farklı saatlerde uygun fiyatlarla gitmek mümkün. Guatemala hükümeti ülke çıkışı 20 quetzal vergi alıyor. Belize City'de Caye Caulker ve San Pedro adalarına kalkan feribot iskelesinde indiriyor otobüsler. 25 Belize doları verip (1 USD = 2 BZD) tek yön Caye Caulker bileti aldım. Belize'ye gelmeye 5 saat öncesinde karar verince pek bir araştırma yapamadım. Zaten ABD gezimden sonra internette araştırmak yerine ülkeye varıp insanlarla konuşup hareket etme yöntemini benimsedim :)

Belize'ye varır varmaz diğer Orta Amerika ülkelerinden farklı olduğunu farkediyorsunuz. Afro-Karayip insanı ortama farklı bir enerji yayıyor. Herkesler İngilizce konuşuyor. Paranın üzerinde Kraliçe 2. Elizabeth'in resmi. Eski bir İngiliz sömürgesi. 1981 de resmen bağımsızlıklarını ilan etmişler. İlginç bir bayrakları var. Üzerinde bir beyaz ve bir siyah adamın olması dikkat çekici.

Yaklaşık 45 dk bot yolculuğu sonrası adaya ulaştım. Hafta sonuna denk geliyordu ve adada Istakoz festivali varmış. Her yer kalabalık, oteller hosteller dolu. En ucuz olduğu söylenen "Bella's Bckpackers" hostele gittim, yer yok. "Bu akşam hamakta yat, yarın sana yatak buluruz." dediler. Fiyat 15 BZD. Hamağın bile fiyatı bu ve 4 hamağın 3'ü dolu :) Belize ucuz bir yer değil. "Tamam" dedim kabul ettim. Çantamı bıraktım dışarı çıktım. Sahile parti çadırı kurulmuş, heryerde ıstakoz mangalları müzik sesleri... Ortam süper hemen mangaldan yemeğimi gömdüm. Baktım çadırda millet çılgın gibi eğleniyor. Rengarenk tozları birbirlerine sürüyorlar; heryer renkli ve cıvıl cıvıl. Çok keyifliydi açıkçası. Ben de boyalardan nasibimi aldım ama bir fotoğrafım bilem yok! :)))

Adada siyahlar ağırlıklı. Latinler ve adaya yerleşen batılılar da mevcut. Müzikler, danslar, kıyafetler renkli. Şu Belize biralarının bir tadına bakayım dedim. Şişeler çok küçük oyuncak gibi, fiyatlar da ucuz değil, tadlar nasıl dedim; tadlar da ahım şahım değil, "Cık!" beğenmedim :))

Dünyanın ikinci büyük deniz resifi Caye Coulker adasına çok yakın. Meksika tarafından Honduras'a doğru uzanıyor. Ada'ya dalış ve Şnorkel için gelenlerin sayısı fazla. Çok temiz ve özel bir ada değil. Kuzey kısmı denize girmek için daha uygun. Geçmişte meydana gelmiş bir kasırga sonucu ada ikiye bölünmüş. Büyük bir bölümünde yerleşim yok. Golf arabalarından taksiler heryerde. Akşam hostele geldim baktım bir rezervasyon iptali var ve yatacak bir yatağım var. Sevindirik oldum. Sırt çantalı seyahat böyle birşey işte. Ülkendeki klimalı oda, dev yatak, sıcak sulu banyo; mis evini boşaltır düşersin yollara, 10-15 kişilik köhne odada bir küçük sünger yatak bulunca mutlu olursun :)))))))

Adada hiçbir şeyin fiyatı uygun olmadığı gibi, dalış ve şnorkel turları da pahalı. Ben baya bir uğraş sonucu 110 BZD karşılığı bir tur buldum. Ağızlarını 140'tan açıyorlar. Sabah 10:15 gibi buluşma noktasına gidip ekipmanımı aldım. Rehber ve tekne kaptanı Salvador kardeş beni alıp tekneye götürdü. 6 kişilik bir Amerikalı aile de bize katıldı ve tura başladık. Yaklaşık yarım saat ilerledik ve ilk noktaya ulaştık. Denize atlar atlamaz çok güzel bir kaplımbağa bizi selamladı. Etraf cennet gibi. Çeşit çeşit balıklar vs oldukça keyifli idi. Sonraki durak 5 dk ilerideki Hemşire Köpekbalıklarının olduğu bölge idi. Türü Hemşire ve zararsız da olsa sonunda köpek balığı olunca hafif tırsıyor insan :) Bölgeye vardık ve Salvador köpek balıklarını çağırmak için denize yemler attı. Birden onlarca köpek balığı teknenin yanına hücum ettiler. Üst üste geçip yem kapmaya çalışıyorlar. Rehber, "E hadi girin suya yem bitiyor!" diyince atlayıverdik suya. Çok güzel yaratıklar gerçekten. Bu zavallıların yüzgeçlerini kesip restoranlara satan, sonra da vücutlarını ölüme terk eden avcılara lanet ediyorum buradan. O çorbaları içenlere olan mesajımı da siz anlayın! Neyse onlarla yüzmeye başladım. Oldukça heyecan verici birşey. Özellikle 2 metrenin üzerindekiler size doğru yüzmeye başlayınca hafif tırsıyor insan :D Ortam hareketli olunca, "Olay mı var nedir?" diyen Vatozlar olaya dahil oldu ortalık şenlendi. Gördüğüm bir sahneden çok keyif aldım: İki tane 3 metre civarı köpek balığı kafa kafaya verip durdular ve 2 metreye yakın bir vatoz gelip başlarının üzerine kapandı. Çok güzel bir sahneydi gerçekten. Bunu videoya aldım ve Belize Video'da görmek mümkün olacak.. Bu arada gördüğüm Baraküda, Müren ve birçok tür balığı söylemiyorum bile.

Sonraki durağımız Deniz Ayısı veya Deniz İneği tabir edilen canlıları göreceğimiz bölge oldu. Rehber bu canlıları görmenin şans işi olduğunu, garanti olmadığını söyledi. Bir süre bekledik ve Salvador Birden bağırmaya başladı "Geliyorlar! Geliyorlar, atlayın!" Hemmen paletleri gözlükleri geçirip daldık suya; 3 tane dev bize doğru yüzüyorlardı. Oldukça heyecanlı, keyif verici ve keyifli idi. Çok sakin yaratıklar. Büyük cüsseleri ve masum yüzleri var. Oldukça şanslıydık doğrusu; bunları göremeden dönen insanlar mevcut. Sonraki durak Mercanları göreceğimiz bölge idi. Burada da biraz vakit geçirdik. Sonra bir durak daha yapıp adaya döndük. Müthiş keyif almış ve tatmin olmuş şekilde hostele gittim. Harika bir 5 saat geçirdim...

Caye Caulker'da en ucuz konaklama 25-30 BZD civarı (Hostel-Dorm) Marketler Çinlilerin elinde. Ara sokaklarda 6-8 BZD karşılığı yemek bulunabiliyor. İskelenin hemen arkasında küçük bir Çin yemeği büfesi var. Burada uygun fiyata dev porsiyonlu yemek bulmak mümkün. Halk kendi aralarında "Kriol" denen "Kırık İngilizce" diye tanımlanan bir dil konuşuyor. Hepsi normal İngilizce de biliyor tabi. Çünkü İngilizce tek resmi dil.

























































...devamını göster (show more...)