13 Haziran 2014 Cuma

Meksika - Plaja Del Carmen - Tulum

PLAJA DEL CARMEN:

Akşam üstü Cancun hava alanına indim. Shuttle (Servis) otobüsü ile şehir merkezine, otogara gittim. Önce ilk Meksika yemeğimi gömeyim dedim. Bir tane esnaf lokantası buldum. Tam girecekken genç bir meksikalı ile göz göze geldik. "Sırtçantalı mısın, hostel mi arıyorsun?" dedi. "Evet" dedim, "bak burası hem ucuz hem de merkezi" diyerek o gece kalacağım hosteli gösterdi. "2 dk vaktin var mı? Meksika'da nereleri görmemi tavsiye edersin?" diye sordum. Hemen oturduk ve bana bir rota taviye etti. Oralarda neler bulabileceğimden, yemeklerden hatta hangi memleketin kızlarının güzel olduğunu bile yazdı. :)))) Sonraki günlerde bu rotayı hangi Meksika'lıya göstersem "Harika bir rota, evet buraları görmelisin." yanıtını aldım. İlk Quesedilla'mı gömdüm ve hostele geçtim.

Cancun, Playa Del Carmen,Tulum, Yucatan yarım adasında bulunuyor.Maya uygarlığının hakim olduğu bir bölge.Bir çok yerleşim yeri kalıntısı ve büyüklü küçüklü piramit mevcut...

Geceyi Cancun'da geçirdim ve sabah erkenden yola çıktım. Niyetim Puerto Morelos'ta bir gece geçirip, Plaja Del Carmen'e geçmekti. Biletimi P. Morelos'a aldım. Muavine 'P. Morelos' dediğim halde beni unutup Plaje Del Carmen'e getirdiler. "Yav kardeşim ben P. Morelos'da inecektim, niye uyarmadınız?" dedim, " Amigo unuttuk be yav, bak burası daha güzel; orada pek bişey yok, sen burada kal." dediler. Yapacak bişey yok geri dönmek istemedim. Yürüyerek hostel aradım. Rezalete yakın bir hostel buldum ve kalmaya karar verdim. Neden mi? Konum süper, fiyat uygun, 6 kişilik yatakhanede sadece ben kalıyorum. Uzun süredir kendime ait bir odam yoktu ve bu yalnız kalma olayı çok cazip geldi. Çantayı bıraktım, ilk iş olarak markete gidip sivri sinek spreyi aldım. Zira Meksika'lı sinaklerin şakası yok; 20 dakikada 6-7 yerimden şişlendim.

Önce sokak yemekleri satılan parkı buldum. Yan tarafında ismi Emre olan dönerci kardeş ile Plaja'daki Türk nüfusundan konuştuk sonra Tacos'cu abiden 3-4 tane Tacos gömdüm. Dolu mide ve keyifle sahilde yürüyüş. Eee Karyip denizi bu cennet sahiller tabii. Beyaz kumlar, Turkuaz deniz, insanın içi açılıyor. Plaj sonrası çıktım Kuaför aramaya. Amerika'da ve Japonya'da baya bir para ödememek için saç kesim faslını Meksika'ya bırakmıştım. Bir yer tarif ettiler. Annem yaşlarında bir teyze, "Otur bakalım keselim" dedi, oturdum. Çat pat İspanyolca el kol hareketleri falan anlaştık. Hiç fena kesmedi aslında. Arkalardan biraz daha az alaydı iyiydi :))

Akşam tabi hemen düştüm sokaklara. Playa, denize parelel caddeleri ve onları dik kesen sokakları ile yönünüzü kolay bulabileceğiniz bir yer. Küçük bir harita yeterli. Av. 5 (5. cadde) ful restoran ve hediyelik eşya dükkanları ile dolu. 12. sokağa geldiğinizde ise bir bölgede kümelenmiş barları görüyorsunuz. Akşam 12den sonra baya canlanıyor. Önce sahilde bir barda bir Reggie grubu dinledim ve birkaç Meksika birası tatdım. Hiç beğenmedim. Gazoz gibi biralar. Tadları hiç yoğun ve hacimli değil. İçki fiyatlatı çok pahalı değil ama biralar hep küçük şişe. Sonra diğer barları dolaştım. Elektronik müzik tadında mekanlar mevcut. Epeyce turist göze çarpıyor.

Ertesi gün yoğun tavsiye üzerine "Canote Dos Ojos" u görmeye gittim.(Canote, içinde yüzüp şnorkel ve dalış yapabileceğiniz mağaralar.) Tulum yolunda sağ tarafta. Bu sefer daha uyanık davranıp şoföre sık sık "Amigo, Dos Ojos! Amigo!" şeklinde hatırlattım. Yine de durmadı adam ben Dos Ojos tabelsını gördüm de öyle durdurdum minibüsü. Girişte size pahalı bir paket tur satmaya çelışıyorlar. İç güdüklerime güvenip onu satın almadım ve sadece giriş bileti ve biraz ilerden servis bileti aldım. İçeri ulaştığımda da 50 pezoya şnorkel kiraladım. Fotoğraf makineme su altı kılıfını takıp daldım mağaraya. Keyifli olduğunu söylemeliyim. (Fotolardan anlamak mümkün.) Birkaç mağara bulunuyor. İstediğinde istediğiniz kadar kalabiliyorsunuz. Sonrasında dönüş yolunda yürmeye karar verdim. Feci sık ağaçlar arasında açılmış toprak yolda 30 dk yürüyüp müzik dinleyerek çıktım. Paket tur fiyatının yarısına keyifli aktiviteyi gerçekleştirmiş oldum.

Hostele döndüm. Hostelin sahibi sıcak kanlı Lübnan Ermeni'si arkadaşla sohbet ettik. Kaldığım süre boyunca benimle ilgilendi ve yardımcı oldu. Onunla biraz muhabbet edip hosteldeki arkadaşlarla düştük sokaklara :))

Plaja Del Carmen hem plaj keyfi yapabileceğiniz hem de akşamına eğleneyim coşayım diyebileceğiniz bir yer. Sahil oldukça rüzgralı. Hava feciat sıcak. Köşe başlarında bulunan seyahat acentalarından tur satın alabilir, Maya'lardan kalma (Piramitler dahil) kalıntıları, şelale vs doğal güzellikleri görebilirsiniz. Hatta Guetemala ve Belize'ye geçmek bile mümkün...





































TULUM:

1 saatlik minibüs yolcuğuğu(Toplu taşımaya buarada Kollektivo diyorlar) sonrası Tulum'a vardım. İnternetten bir hostel bulmuştum ama konumu pek iyi değilmiş, yol üzerinde "Hikuri hostel"e yerleştim. Şirin bir hostel. Çalışanlar sıcak kanlı. Orada kalanlar da kafadengi insanlardı ve iyi anlaştık. Sürekli yollarda olan benim yaşlarımdaki İtalyan gezgin Aldo ile arkadaş olduk. Aldo bir gece pizza yaptı gayet başarılı idi. Tulum'da Maya'lardan kalma savunma amaçlı inşa edilmiş bölgenin kalıntıları (Ruins yada Ruinas) mevcut. Sahile gitmek için minibüs kullanmak gerekiyor. Bisikletle de gidebilirsiniz. Kalıntılar çok büyük ve etkileyici olmasa da Maya'lardan kalma ilk yerleşim birimini görmüş oldum. Ayrıca denize olan konuma harika. Buraya ulaşım da biraz sıkıntılı. Minibüs tam olarak giriş kapısına gitmiyor. Yani ya taksi ya da kavşağa kadar minibüs, sonra yürüyüş.

Sahilde sıra sıra butik oteller, tatil köyleri sıralanmış. Deniz ve plaj cennet. Buradan Coba'daki pramite gidebilirsiniz. ADO otobüs istasyonu civarından minibüs kalkıyor. İki gün gitmek için uğraşsam da minibüsün kalkması için gereken 6 kişi bir türlü gelmedi. Her seferinde 1-2 saat bekleyip geri döndüm. Tulum merkezde pek fazla birşey yok. İki gün kalıp Yucatan Eyaleti'nden, Chiapas eyaletine, Palenque'ye bilet alıp düştüm yollara...
































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder