12 Aralık 2014 Cuma

Bolivya - La Paz

Çok güzel bir gün batımı eşliğinde Copacabana'dan ayrıldım. Her aşaması her an değişen, koyulaşan renkleri tadına doyulmaz bir seyir keyfi veriyordu. Yanımda üç Fransız bir Kombiyalı arkadaşımla sohbet muhabbet derken hava karardı. Ay, tepsi misalı çıkıverdi ufuktan ve hepimizi bir anda susturdu. Hareket ederken fotoğrafını çekemedim. Yaklaşık iki saat sonra otobüs göl kıyısında bir iskelenin yanında durdu ve inmemizi istediler. "N'oluyor yav??" derken öğrendik ki yaklaşı 20 dakikalık bir tekne yolculuğu ile karşı kıyıya geçeceğiz ve tekrar otobüse binip devam edeceğiz. Karşıya geçip otobüse binip yola devam ettik. Müthiş bir yağmur başladı. Dehşet şimşekler çakıyor. Gece gün gibi aydınlanıyordu. Görsel keyfi bol bir yolculuk sonrası La Paz'a vardık.

"Loki hostel"e yerleştik. İyi bir hostelmiş ve eğlenceli bir yermiş. Gecenin 11'inde başka yer bulamadık. Sonuçta temiz ve düzenli bir hosteldi. Yerleştim, duş aldım, resepsiyona nerede ucuz yemek yiyebileceğimi sordum. Hemen kapının önünde Seyyar Hamburgercinin olduğunu, gayet ucuz ve lezzetli burgerler yaptığını öğrendim. İki tane, tadı hiç fena olmayan Hamburgere 2,5 Lira ödedim. Hamburgerleri bira eşliğinde gömerken öğrendim ki Hostelde Gönüllü çalışan bir Türk kız varmış. Nerede olduğunu sordum. O anda hostelde değilmiş. Feci yorgunluk sebebiyle zıbarışşş...

Ertesi gün baktım Hostel tarafından düzenlenen "Açık Hava Pazarı" turu var ve ücretsiz. Pazar dehşet büyükmüş. Tamam dedim tura katıldım. Az bir yürüyüşten sonra teleferiğe binip şehrin yukarısında başka bir şehre "Alto" şehrine geçtik. Ben La Paz'ın bir parçası sansam da aslında başka bir şehirmiş Alto. Pazar büyük, ikinci el araba parçalarından kıyafete, inşaat malzemelerinden yiyeceğe kadar birçok şey var. Teleferikle yukarı çıkarken Mezarlığın üzerinden geçtik. La Paz'ın mezarlığı çok ilginç; içinde birçok bina var ve bu binalarda kapsül kapsül mezarlıklar mevcut. Ayrıca yine teleferikle çıkarken gördüğümüz, 2 yıl önce kaza yapıp iki tepe arasına sıkışmış araç hala orada duruyordu.

Yanımda hostelden 10 kadar insan ve rehber eleman yürüyorduk. Hemen bir karpuz dilimi aldım ve gömdüm. Çok hızlı yürüyorlardı ve pazarın tadını çıkarmıyordum. Onlardan ayrılmaya, kendim gezmeye karar verdim. Dolaşıp fotoğaf çekmeye başladım ama yerel halk kameradan nefret ediyor. Acıkınca oturdum bir yere ve yemek söyledim. Tepeleme pilav, tavuk, kızarmış muz ve salata bulanan tabağa sadece 10 Boliviano (Yaklaşık 3 TL) ödedim.

Devam ettim. Yerel kıyafetler satan tezgahlar arasam da bulamadım. Kıyafetler (Bana göre) ıvır zıvır batılı kıyafetlerdi. Sadece birkaç dolar harcayıp bir sürü şey yedim içtim ve keyifli vakit geçirdim..

La Paz binlerce tamamlanmamış inşaat halinde binadan oluşan yok denecek kadar az ağacı olan çirkin bir çöl şehri. Binaların çoğunun sıvasız ve boyasız olmasının sebebi bitmeyen binalardan vergi alınmaması. Böylece kaba inşaatını bitiren insanlar evde yaşamaya başlıyorlar.

Etrafını çevreleyen tepeler güzel. Ama yine de La Paz kentinin ilgi çekici bir yanı var. Şehrin sokaklarında yürümek etrafı, insanları görmek keyifli. Ucuz bir yer (Turistik restoran ve barlar hariç tabii). Yerel lokantalarda, pazarda vs yemekler ve içecekler ucuz. Yerel kıyafetler takılar vs almak isterseniz San Fransico meydanının arkasında birçok turistik mağaza mevcut. Ben soğuk hava nedeni ile bir ceket satın almak istedim ve mağazaları dolaştım. Bir çok yerde olduğu gibi burada da tursit fiyatı çekiyorlar. Alpaka yününden ceketler, kazaklar vs Rengarenk pantolonlar, atkılar, kemerler, cüzdanlar vs... İstediğim bedende ve tarzda ceket bulablmek için biraz dolandıktan sonra bir ceket buldum ve 140 boliviano (20 ABD doları) olan ceketi 100 bolivianoya aldım. O ceket sonraki haftalarda hayatımı kurtardı :)

Hostele döndüm kefeteryaya çıktım ve bara baktım. Bana bahsettikleri Türk Kızı olduğunu tahmin ettiğim kızı gördüm ve yanına gittim. Diyalog şöyle gelişti:

Emre: Sena?
Sena: Aaa Tüürrkk!! :D

Bastık kahkahayı tabii. Ona da söylemişler Türk bir eleman kalıyor hostelde diye. Sonra bir "Merhaba" daha geldi yan tabureden, Yağmur'la tanıştım. "Naapıyosunuz buralarda yaav?" "Sen naapıyorsun?" soruları ile güzel bir sohbet başladı. Sonra Sena barın arkasına geçti ve çalışmaya başladı. Yağmur'la sohbete devam ettik. Öğrendim ki Bolivya'da yapılacak başkanlık seçimleri dolayısıyla 3 gün boyunca şehirler arası otobüsler çaışmayacak. Barlar, Kulüpler açık olmayacak ve hiçbir şekilde içki servisi olmayacak. "Nasıl yaa?" oldum tabii. Hiçbir yere kıpırdayamıyorsun ve eğlenemiyorsun, kabus. Yapcek bişey olmadığına kara verdim. Birikmiş blog yazılarından bir kısmını, Ekvador ve Peru Videolarını bitirdim. Copacabana'da tanıştığım ve La Paz'a beraber geldiğim arkadaşlarlar ve başka insanlar ile o gece (Yasak ertesi gün başlayacaktı) dışarı çıktık.

Güzel ve eğlenceli bir gece oldu. Sonraki günlerde benzer ama daha az bir kadro ile pikniğe gittik. Bulunduğumuz yerden yaklaşık 40 dakikalık bir dolmuş yolculuğu sonrası bir akarsu kenarında satın aldığımız yiyeceklerden sandöviç yapıp gömdük. Sohbet muhabbet sonrası Futbol maçı yapmaya karar verdik. Parkta tanıştığımız bir aile de bize katıldı ve başladık maça. Yav kardeşim yüksek rakım ve yetersiz Oksijen sebebi ile herkes (Bolivyalılar hariç) nefes nefese kaldık adeta bittik :))Yine de keyifli oldu. Evo Morales tekrar başkan seçildi ve hostelin penceresinden S. Fransisco meydanında atılan havai fişekleri gördük. Başkan da oradaymış ve bir zafer konuşması yapmış. Yasaklar dolayısıyla çok renkli geeçmeyen geri kalan zaman bitince, Hemen Uyuni şehri biletimi aldım ve merakla, gezmek istediğim Uyuni'ye doğru yollandım...






















































2 yorum:

  1. Lapaz ikinci ev.simdiden özledim sen her ne kadar hazetmesende hahah . Eve döndün mü ?

    YanıtlaSil
  2. Yav ben Aşık olmadım ki La Paz'da :))) Döndüm Evdeyim. Gelsin yemekleeer! :)))

    YanıtlaSil