31 Aralık 2014 Çarşamba

30 Aralık 2014 Salı

Şili - Santiago

Valparaiso'dan 2 saatlik bir otobüs yolculuğu sonrası Santiago Otogarına vardım. Hareketli eğlence ortamı olan Bella Vista semtinde kalmamı tavsiye ettiler. Heryerde Kafe, Bar ve Restoran varmış sokaklar keyifliymiş. Bu keyfin bir bedeli olsa gerek konaklama fiyatları oldukça yüksekti. Uygun fiyatlı hostel bulmam biraz zaman aldı. Sonunda iyi bir hostel buldum ve yerleştim. Hava çok sıcaktı. Duşumu alıp köşebaşında yemek yedim. Çıktım sokaklara heryer cıvıl cıvıldı. Oturdum bir kafeye ve litrelik bir bira söyledim. Şili'de litrelik biralar çok revaçta. Biramı içip etrafa bakarken yan masadaki bir grup arkadaş yalnız olup olmadığımı sordular ve beni masalarına davet ettiler. Masalarına geçtim ve muhabbet ettik içtik. Beni masaya davet eden arkadaş (Sandy) ertesi gün beni deniz ürünleri pazarına davet etti. Birçok deniz ürünleri restoranı mevcutmuş ve yemekler çok lezzetliymiş. Kabul ettim ve ertesi gün buluşmak üzere vedalaştık.

Ertesi gün buluşma yerine normal saatten 5 dk önce gittim ve yarım saat bekledim ama gelmedi. Telefon ettim ve binlerce özür dileyip yolda olduğunu söyledi. Tam gidecekken geldi ve doktordaki randevusunun uzadığını söyleyip çok özür diledi. Neşemi kaçırmak istemedim ve fazla uzatmadım. Hemen pazara gittik. Balık tezgahlarını ve lokantaları dolaştık. Şirin bir tanesine oturduk ve "Ceviche" söyledik. Ceviche çiğ balık salatası gibi birşey. Peru'da çiğ şekilde yesem de burada pişirmelerini istedim. Yemek hiç fena değildi ama Ekvador ve Peru'da yediğim Ceviche'lerin daha lezzeti oldukalarını söleyebilirim. Escudo birasınında tadı fiyatına göre hiç fena değil. Yemek ve biralardan sonra gezmeye başladık. Şehir Meydanını, caddeleri dolaştık parkta oturduk. Hiç İngilizce bilmeyen Sandy ile tamamen İspanyolca anlaşmaya çalıştık. Kendini iyi konuşmadığım bir dille ifade etmek oldukça zor :) İspanyolcam böyle böyle pratik yaparak gelişiyor tabi :))) Güzel bir günün ardınan vedalaştık ve hostele döndüm.

Akşam canlı müzik yapan barları sordum resepsiyondaki arkadaşa. İyi bir bar varmış tarif edip haritada işaretledi. Ben önce kafelerin olduğu yee gidip bir Litrelik Bira gömdüm zira saat daha erkendi. Sonrasında yürürken canlı müzik sesi gelen bir bara girdim. Bir kız grubu İspanyolca Pop tarzı müzik yapıyorlardı. Çok beğenmedim ve devam ettim. Gece yarısına doğru bana söylenen bara gittim ve şok oldum. Cumartesi akşamı bar bomboştu. Barmen ve güvenlik elemanıyla konuşma sonrası öğrendimki canlı müzik 02:00 de başlıyormuş ve bar 02:00'den sonra doluyormuş. "Yuh!" dedim ve oradan ayrıldım. Santiago'da gece hayatı genelde geç başlıyormuç.Bar ve Kulüpler gece 02:00 - 03:00 gibi iyi oluyormuş...
Ertesi gün günlerden Pazardı şehir çok sakin sıcak ve sıkıcıydı. Güney Amerika'da en çok görmek istediğim bölgelerden birisi olan Patagonya'ya Şili'den inmeyi düşünürken karar değiştirdim ve Arjantin'e geçmeye buradan güneye inmeye karar verdim. Otogara gittim ve birgün sonraya Mendoza-Arjantin'e bilet aldım. Burada hemen Arjantin hakkında bilgi vereyim. Arjantin'e geldiğinizde yanınızda ABD doları getirmenizi tavsiye ediyorum. Ben arjantin'deyken 1 dolar resmi kurda 8 Peso civarıydı ama ben sokakta 14 peso'ya bozdurdum. Aradaki fark uçuk... Böylece ciddi kara geçiyorsunuz. ATM'den para çektiğinizde resmi kurdan hesaplanıyor.
Santiago - Mendoza arası yol acayip.. Onlarca kıvırcık virajın olduğu bir bölüm var. Manzara gayet güzel..



































...devamını göster (show more...)

29 Aralık 2014 Pazartesi

Şili - Valparaiso

2 saat minibüs 20 saat otobüs yolculuğundan sonra Valparaiso Şehrine vardım. Şili'ye haritadan bakarsanız ince ve çok uzun bir ülke görürsünüz. Kuzeyden Güneye yolculuklar çok uzun sürüyor. Şehir merkezinde inip gitmek istediğim "Mitico Hostel"e ulaşmam biraz sıkıntılı oldu. Elimdeki adresi kime sorsam bilemediler. Sonunda en başta yapmam gerekeni yapıp Turist İnfo Ofisine gidip harita ve tarif aldım. Hostelin bulunduğu bölgeyi övdü herkes .Grafitilere, sokak sanatlarına inanamıyacaksın dediler.

Hosteli bulup yerleştim Hemen dışarı çıktım. Foto. Mak.le 2-3 saat sokaklarda dolaştım ve müthiş bir keyif aldım. Heryer ama heryerde grafitiler var. Sokaklar birbirinden renkli yaratıcı ve uçuk resimler ve grafiklerle dolu. Bir ton foto ve video çektim. Oldukça keyifli bir şekilde hostele geri döndüm. Şehrin enerjisini sokakları çok sevdim. Hosteldeki Avustralya'lı arkadaş ile yemek yiyip birşeyler içmek üzere dışarı çıktık. Ucuz salaş ama garip bir elektriği olan bir lokantada yemek gömüp birkaç Pub'da bira gömdük. Yaptığımız seyahatler vs muhabbet ettik.

Ertesi gün hostel resepsiyonundaki arkadaş bana bir program yaptı ve görmem gereken yerleri haritada işaretledi. Şarjı tam dolu Fot. Makinem ile düştüm yollara. Yine çok keyifli bir gün geçirdim ve hostele döndüm. Hostelde gönüllü çalışan İspanyol arkadaş Patricia, günümün nasıl geçtiğini sordu ve akşam dışarı çıkmayı teklif etti, kabul ettim. Önceki gün gittiğim restorana gittik. Garip, eski ve melankolik havasından konuştuk. Sonra yürümeye başladık. Tepedeki mahalleye çıktık ve hem şehre hemde limana tepeden baktık. Böyle güzel elektriği olan şehirde gece gezmekte ayrı bir keyifti. Tekrar aşağı mahalleye inip bir Köşebaşı Barı bulduk ve bira içip sohbet ettik. Karışık aile durumu sebebiyle 1 yıldan fazladır G. Amerika'da dolaşıp hostellerde gönüllü olarak çalışıyormuş. Rahat bir ruh hali yoktu. Biraz konuşup nacizane fikirlerimi aktardım. Değişik enteresan bir gece oldu...

Ertesi gün Patricia'nın izin günüymüş ve harika bir havada çıkıp hemen Valparaiso'nun yanında bulunan "Vina Del Mal" şehrine gittik. Hava sıcak ve güneşli idi. 1 kilo çilek alıp sahilde uzandık, saatlerce mayıştık. Sonra bana yürüyerek dönmeyi teklif etti. Önce yol gözümde büyüdü ama sonra kabul ettim. 45 dakikada yürürüz dedi ama 1buçuk saatte geze geze geldik. İyi ki yürümüşüz. Yolda dışı grafitilerle süslü eski ve atıl bir tren bulduk. Restoran ve kafeye çevirmişler. İçini gezip içeride piyano çalan adamı dinledik. Alkışlayıp yola devam ettik.. Gün batmaya başlamıştı ve güzel gün batımı fotoları çektik. Yürürken Peru'dan Bolivya'ya aynı otobüste geldiğim, Copacabana ve La Paz'da aynı odada konakladığım Kolombiyalı arkadaşım Silvana ile karşılaştık. Şaka gibi :))) Ayak üstü sohbet sorası yola devam. Deniz Aslanlarının bulunduğu kıyıya gelip mola verdik. Arkadaşımın çantasından çıkardığı yiyecekler ile piknik yaptık. Valparaiso'ya geldiğimizde markete girdik, yiyecek ve meşhur Şili Şaraplarından satın aldık. Yiyecekler ve şarap ile hostele gittiğimizde gördük ki kafeteryada insanlar toplaşmış içip eğleniyorlar, biz de katıldık. Braziya'lı arkadaş Tiago'da gitar vardı ve şarkı söylemeye başladı sonra bana verdi ve çalıp söylemeye başladık. Ortam harika ve uluslar arası oldu. Brezilyalı, Belçikalı, Türk, Fransız, Arjantinli, Kolombiyalı vs içip şarkılar söyledik coştuk neşelendik. Seyahatimin en harika gecelerden birini yaşadım.
















































































...devamını göster (show more...)