26 Mayıs 2015 Salı

Brezilya - Paraty

San Francisco'da arkadaşım bana Brezilya'da kardeşi olduğundan ve bir Türk Lokantası işlettiğinden bahsetmişti. "Yolun düşerse uğra yemekleri güzeldir" diye de eklemişti. Baktım ki Paraty, Sao Paulo ve Rio De Janeira arasında küçük bir sahil beldesi, uğramaya karar verdim.

Akşam üstü Paraty'e vardım. Hava mis, ortam huzurlu. Önce kalacak yer bulayım sonra da restoranı bulurum derken otogardan çıkar çıkmaz gözüme bir tabela ilişti. Istanbul Türk lokantası :)) Yüzümde bir gülümseme ile girdim içeriye. Yolculuğa çıkalı 1 yılı geçmişti ve eski bir Türk arkadaş görüp Türk yemeği yemek güzel olacaktı. Restorana girdim ama Kaan orada yoktu. Kaan'ın yanında çalışan Alman arkadaş ile sohbet ettik. Gayet lezzetli ama çok da geleneksel Türk yemeği olmayan bişiyler gömdüm. Restoranın kapısının önünde Türk bayrağı ile fotoğraf çektirip San Francisco'daki arkadaşıma gönderdim. Zira ona sözüm vardı :) Sonra mütevazi bir hostele yerleşip beldeyi keşfe çıktım. Paraty'nin ortasında eski bir şehir var. Antalya Kaleiçi'nini Brezilya versiyonu. Koloniyal binalar, restoranlar, kafeler, hediyelik eşya dükkanları... Meydanda kilisenin önünde gitar çalıp şarkı söyleyen gençleri görünce seyyar satıcıdan bir bira alıp onları dinledim. Çok iyi geldi. Sonraki durağım olan Rio De Janeiro öncesi Paraty'nin sakin ve huzurlu havasında dinlenmek iyi gelecekti. Zira Rio'da dağıtmayı ve çılgın eğlenmeyi planlıyordum :)))

Sonraki zamanlarda etrafta dolaşıp fotoğraf çektim. Kaan ile görüştüm yemek yedim sohbet ettik. Şehir meydanında tanıştığım Brezilyalılarla sohbet ettim, meydandaki kafe- barlarda içki içtim. Beldenin ortasından geçen kanal, deniz, birbirinden renkli gezi tekneleri, sıcak kanlı halkı ile Paraty 1-2 ünlüğüne ziyaret edilebilir.. Yakınlarda güzel bir şelale de varmış ama hem Arjantin hem de Brezilya tarafında "İguazu Şelaleleri"ni doyasıya gezdiğim için bu küçük şelale pek ilgimi çekmedi.

İstikamet Rio De Janeiro! :))









































...devamını göster (show more...)

14 Mayıs 2015 Perşembe

Brezilya - Sao Paulo

İguazu Şelalelerini gördükten sonra Foz Do Iguaçı otogarına geldim. Sao Poulo'ya giden ilk otobüse bilet alamadım çünkü ne ATM'lerden para çekebildim ne de post makinesi işe yaradı. Otogardan belediye otobüsüne binip şehre indim ve Bankamla anlaşmalı bankadan para çektim. Dönüp, otobüs bileti, abur cubur ve içecek alıp son dakika otobüse binip hareket ettim.

Sabahın altısında Sao Paula'ya vardığımda, otobüst yan koltuğumda sohbet ettiğim Kolombiyalı arkadaş bana yardım etti. Gitmek istedğiğim bölgeye beraber gittik. Birazcık dolandıktan sonra Paulista caddesi yakınında bir hostele yerleştim. Oldukça yardımsever personelin olduğu temiz bir yer. Ancak tabii hostel fiyatları yüksek. Hostelden çıktım, fotoğraf makinemle Vila Madalena tarafına gittim. Etrafı dolaştım, çok güzel grafitiler buldum, fotoğraflar çektim. Küçük bir kafeye oturup yemek ve Antactica birası gömdüm. Paulista tarafına geri döndüm. Paulista Sao Paulo'nun iş merkezi. Etrafta yüksek binalar, iş merkezleri vs var. Akşamına Rua Agusto'ya gitmem tavsiye edildi. Hostelin yakınlarında bir caddeymiş ve akşam çılgın eğlence oluyormuş. Tamam dedim, 10 dk yürüyüşten sonra ulaştım. Cadde girişinde içkileri alıp yerlerde oturan gençleri görünce buldum. Enstruman çalanlar, kaykaylılar, seyyar içki ve yemek satıcıları. Caddede ilerlemeye başladım. Her çeşit insan ve mekan mevcut. "Her Çeşit???" Heeeerr çeşit :)) Canlı müzik barlar, Streep Club'lar, iyi giyimliler, çılgın giyimliler, hayat kadınları, travestiler, gayler, öğrenciler, polisler, dans kulüpleri, lokantalar vs... :))) Yedim içtim, insanlarla tanıştım, muhabbet ettim, müzik dinledim, çakırkeyf oldum, yoruldum, hostele döndüm, uyudum.

Ertesi gün hostelden öğrendim ki bedava şehir turu yapan gönüllü bir topluluk varmış "SP free Walking Tour". İki türlü turları varmış "Old Town tour" ve "Paulista". Ben Old Town Tour'a (Eski şehir turu) katıldım. Saat 11:00'de Republica meydanında buluştuk. Birçok ülkeden yaklaşık 20 kişi ve 2 rehberle hareket ettik. 12 Milyonluk nüfusuyla Güney Amerika'nın en büyük şehri. Ülke sanayisinin merkezi. Hareketli, kalabalık sokak ve caddeleri var. Hatırı sayılır miktarda evsiz insan çarptı gözüme. Güney Amerika'da bazı ülkelerde grafiti sanatı harika. Brezilya da bunlardan birisi. Sao Paulo sokaklarıda çok başarılı grafitiler görmek mümkün. Caddeler, meydanlar, kentin önemli binaları, kilise opera binaları derken bilgi ala ala gezdik. Gördüğümüz dev bir binadan söz etmek istiyorum. Binanın adı,"Edificio Copan" Yapımına 1957 de başlanmış, 1966'da bitirilmiş. Bu apartmancıkta 1160 daire, 70 dükkan ve 6 restoran bulunuyormuş. 10.572 metrakare alan üzerine inşa edilmiş. Yaklaşık 5000 kişi yaşıyormuş. 38 katlı ve 140 mt uzunluğunda. Rehberin söylediğine göre burası mahalle kabul ediliyormuş :)

Bir süre sonra "Meşhur" olduğu söylenen patiseri tarzı bir yerde mola verildi. Ben orada değil yan tarafındaki esnaf lokantasını tercih ettim. Fotoğrafını da eklediğim, hiç fena olmayan menüye 14 real verdim. Döndüğümde grup ayrılmıştı. Kısa bir arayıştan sonra buldum onları. Rehberler beni görünce şaşırdılar :) Erkek olan rehber feci heyecanlı ve seri konuşan bir tip. Diğeri de sürekli etrafımda "Hadi grubu kaybetme, dikkatli ol, hadi ilerle vs" diyor. En sonunda, "Kardeşim, gezip görüp foto da mı çekmeyelim" didim. Yani öyle koştur koştur tur sevmiyorum. Etrafı incelemek ve foto çekmek de istiyordum... Nitekim şarkı söyleyip içip eğlenen sokak adamlarını videoya almak vs gibi eğlenceli şeyler yaşadım. Ama rehberin gözü sürekli bende :)) Biliyorum Sao Poula tehlikeli bir yer ama ben de tedbiri elden bırakmıyordum... Gezi son bulduğunda rehberler bizi toplayıp son bilgileri verdiler. Her türlü markanın (kıyafetten akıllı telefona kadar) taklidinin yer aldığı dev sokak pazarı ve "Mercado Municipal" isimli kapalı pazardan söz ettiler. Her türlü meyve ve birçok yiyecek mevcutmuş. Ben böyle şeylere bayılırım
tabii. Sonra da "Bağış zamanııı!" diyip sırıtmaya başladı. İçimizden gelen bir miktar para verebilirmişiz ama 20 realden az olmazsa iyi olurmuşş :))

Şu pazara gittim, güzel bir yer. Ama giderken dikkatli olmakta yarar var. Sokaklar çok kalabalık ve karambol. Fazla değerli bişiler ile dolaşmamak lazım. Çantalara dikkat. Tarihi bir bina. Koridorlarda sıralanmış meyve dükkanları, Pastırma zeytin, et vs satan dükkamlar, çeşit çeşit yiyecekler. Lezzet güzel, fiyatlar ucuz değil...











































































...devamını göster (show more...)