10 Aralık 2013 Salı

Kamboçya - Koh Rong & K.R. Samloem

Sihanouk Ville'den tekneye atladım ve yaklaşık 2 saat sürecek yolculuğa başladım. Hava oldukça rüzgarlıydı ve tekne bir sağa bir sola sallanıyordu. Bir süre sonra rüzgar şiddetini arttırdı ve ciddi sallanmaya başladık. Sonrasında bir adaya yanaştığımızda o adanın "Koh Rong" olmadığını, "Koh Rong Samloem" olduğunu, hava biraz yatışana kadar burada kalacağımızı ve öğle yemeği yiyeceğimizi öğrendim. Adayı görür görmez sevdim. Kimsecikler yok; upuzun bir sahil ıssız, sakin ve huzurlu. Yemeğimizi yedik ve kaptan "Hareket vakti" dediğinde "Ben kalıyorum" dedim. Yemek yediğimiz restoranda küçük bir odaya 5 dolar ödeyerek orada kalabileceğimi öğrendiğimde çok mutlu oldum.

Ada'da elektirik, internet vs. yok. Kaldığım yerde sadece akşamları Jenaratör aracılığıyla birkaç saat aydınlatılıyor. Fazlaca popülasyon ve konaklama seçeneği yok. Şu ana kadarki kaldığım en ıssız ada diyebilirim :))) (İlk 6 resim Koh Rong Samloem adasına ait)

Tekne bensiz hareket etti ve gözden kaybolana kadar onu izledim. Şu ana kadarki yolculuğum sırasında yalnız olup da bu kadar huzurlu hissettiğimi hatırlamıyorum. Sahilde uzandım, hamakta mayıştım ve şekerleme yaptım, yazılarımı yazdım, müzik dinledim akşam olduğunda parlak gökyüzünü izledim. Yapmakta olduğum seyahat, yalnız olmak, ailem, arkadaşlarım, geçmişim, geleceğim, hayat hakkında düşündüm. Hayatın ne kadar garip olduğunu, dünyanın bir ucunda hiç tanımadığım birkaç insanın bulunduğu adanın birinde olduğumu ve önümde daha çoook uzun bir yol olduğunu düşündüm. Bu durumdan garip bir zevk aldım. Yatağıma uzandım, jenaratör kapandı ve etraf karanlığa büründü...

Güzel ve uzun bir uykunun sonunda uyandım, kahvaltımı yaptım ve yanaşan tekneye atlayıp "Koh Rong" adasının yolunu tuttum. Adaya vardım ve konaklama olayı için pansiyonları dolaştım. Odamı ayarlayıp çantamı bıraktıktan sonra dışarı çıktım. Yolculuk sallantılı geçmişti ve hala sallanıyordum. Ada çok şeker. Küçük ve samimi. Sahil boyunca uzanan pansiyon, restoran ve birkaç bar mevcut. Fiyatlar Sihanıuk Ville'e göre biraz pahalı. Yarım saatlik bir yürüyüşle adanın diğer tarafına geçip diğer güzel plajı görebilrsiniz. Güneydoğu Asya'da her yıl ciddi sayıda insanın kafalarına Hindistan Cevizi düşmesi sonucu hayatlarını kaybettiklerini biliyordum doğrusu. Yolda gidiyorsunuz " Çat!" "güle güle" şaka gibi ölüm. Buralarda yürürken dikkat! :)

Ada'da iki gün kaldım ve yeterli oldu. İnsanı mayıştıran bir havası var sürekli yayılıp kalmak istedim :) Son günümde Phnom Penh'den tanıdığım arkadaşlarımla buluşup bir bara gittik. Pansiyonlarda ve barların çoğunda sandalet, terlik ne varsa çıkarıp öyle girmenizi istiyorlar. Ben de öyle yaptım. Birkaç bira içip sandaletime doğru yol aldığımda yerinde yeller esiyordu. Canım çok sıkıldı tabii seviyordum onları; Fiyatı da fenaa değildi :( "Hem ayakkabıları çıkarın diyorsunuz hemde sahip olmuyorsunuz! Nerede benim sandaletler?" diye söylendim. Biraz arandılar ama yapacak bişey yok. "Nerelisin sen?" diye sordular, Türk'üm dedim. Bastılar kahkahayı. Kardeş bu barda herkes Türk, burası Türk barı dediler. "Neaaa?" tepkisini verdikten sonra tanıştım herkesle. Giden sandaletlerin üstüne soğuk bir bira içerken muhabbet ettik.

Barın ismi "Coco's" meğerse adanın bu hale gelmesindeki en büyük rolü Türkler üstlenmiş. Ada'da Türklere ait pansiyon, bar, dalış okulu vs. mevcut. Olaya bak, Kamboçya'nın bir ucundaki ada Türk adası çıktı kardeşim :D Herkes hikayesini anlattı ve yaptığım seyahat hakkında güzel şeyler söylediler. Muhabbet sonrasında yanımıza gelen bir arkadaş denizde ışık saçan planktonların olduğunu ve onlarla oynayıp geldiğini söyledi. Planktonları çok merak ediyordum. Hemen plajın karanlık tarafına doğru yöneldim. Yolda barın birinin önünden geçerken bir baktım ki benim sandaletler. Obaa! Girdim içeriye "Bu sandaletler kimin?" diye sordum, cevap yok... "Kimin Kardeşim bunlar???" Cevap yok. "Bunlar benim sandaletlerim" dedim ve alıp cıktım. Keyifle planktonlara gittim ve karanlıkta yürüdüğüm deniz kenarında sahile ayaklarımın değdiği yerler parlak yeşil ışıldamaya başladı :)) Keyifli bir sürenin ardından odamın yolunu tuttum.

Ertsi gün Sihanouk Ville'e döndüm ve Tayland-Bangkok'a otobüs bileti aldım. 1 gece konakladıktan sonra 12 saat süreceğini iddaa ettikleri yolculuk için ototbüse atladım. Peki 12 saat mi sürdü?

:))))))))))))))








































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder