28 Nisan 2014 Pazartesi

Hiroshima - Itsukushima

Osaka'dan otobüsle 6 saat civarı bir sürede Hiroşima'ya ulaştım. Yıllar öncesinden aklımda hep Hiroşima veya Nagazaki'yi ziyaret etmek vardı. Hiroşima'ya ABD tarafından atılan "Litte Boy" (Küçük çocuk) isimli atom bombası, 140.000 civarı insanın ölmesine, şehrin büyük bir kısmının dümdüz olmasına, kısacası büyük bir trajediye sebep olmuş.

Hosteli bulmak kolay oldu. Yer sorunu da yoktu. Çantamı attım, bir harita edindim ve hemen "Peace Park" (Barış Parkı) adı verilmiş parka gittim. Bu parkta yaşanan trajedi sonucu ölen insanlar ve çocuklar için anıtlar, barış çanı vs ve müze mevcut. Önce müzeyi ziyaret ettim. Büyük ekranlarda duvardaki resimlerde önce bomba atılmadan önceki Hiroşima ve insanlar tasvir ediliyor. Sonrasında, bomba ve etkileri gösteriliyor. Yaşananlar ve görüntüler oldukça acı. Müzede ayrıca bomba atıldıktan sonra ölen insanları yanmış, parçalanmış, erimiş eşyaları hatta tırnak, saç, deri gibi vucüt parçaları sergileniyor. Yaşanan trajedi sonunda insanların hallerini tasvir eden maketler var.

Müzede ayrıca dünyada hangi ülkelerde Atom Bombası olduğu ve tahlikelerinden bahsediliyor. Sonrasında "Bomb Dome" (Atom Bombası Kubbesi) ve parkta gezdim. Oldukça güzel bir hava ve huzurlu bir ortam vardı. İnsanlar piknik yapıyor, güzel havanın tadını çıkarıyorlardı. Yemek yemek istiyordum, cüzdanımı kontrol ettim, para çekmem gerkiyordu. Yolda gördüğüm ilk kişiye "Afedersiniz en yakın ATM nerede acaba?" diye sordum. Sonrasında kendimi "Sho Het ve Sayuri" ile lokanta ve barda buldum. Müthiş canayakın ve tatlı insanlar. Geleneksel yemekler, içkiler, Japon tarzı mekanlar eğlenceler. Bana harika bir akşam yaşattılar doğrusu.

Hiroşima halkından bahsetmek istiyorum. Japonlar nazik ve yardımsever ama Hiroşima halkı kadar kibar, yardımsever ve sıck kanlı insalar görmedim. Yok böyle birşey. Hemmen bir örnekle anlatayım :) Banka kartım çalışmadı. Sebebini öğrenmek için bir bankaya girdim ve bir yetkiliden yardım istedim. Tüm çalışanlar seferber oldu. Birbirlerine soruyorlar, internete giriyorlar. Olmayan İngilizce'leri ile anlatmaya çalışıyorlar, gülümsüyorlar. N'aaapacağımı şaşırdım. En sonunda anladım ki yabancı bankalara ait kartlar ile Japon PTT ve anlaşmalı bankalardan para çekilebiliyor. Görevli bana bir haritada yerimizi ve gitmem gereken yeri işaretledi, benimle dışarı çıktı, yolu tarif etti, sonra önümde eğilerek nazikçe teşekkür etti ve içeri girdi... Dumur! :D Ben ne mi yaptım? Deli gibi mahcup oldum tabi: "Eee, çok teşekkür ederim, oo ben giderim hiç gerek yoktu, yani, kusura bakmayın, naaptım ben yav... Çok teşekkür ederim vs..." :))))) Sadece bu değil bir ton örnek var. Tokyo otobüs bileti almak için adres sordum genç adam ısrarla, "Ben bulabilirim gelmenize gerek yok" dememe rağmek istediğim yere beni götürdü, dışarıda işimi halledene kadar bekledi, işimi hallettiğimi öğrendi, beni selamladı ve öyle gitti... Bilmem birazcık olsun anlatabildim mi :) İnsanlardan çok etkilendim derken bunu yürekten söylüyorum. Sonraki gün Hiroşima yakınlarındaki "Itsukushima" adasına gittim.









































ITSUKUSHIMA:

Önce Tren sonra feribot ile adaya ulaştım. Şirin küçük huzurlu bir ada. Öyle ahım şahım birşeyi yok. Huzurlu parkı, kutsal ve tarihi birkaç yeri, hediyelik eşya ve yiyecek satan şirin dükkanları var. Güzel bir bahar gününde birkaç saatliğine gezinti, yemek ve hediyelik eşya alma gibi aktiviteler yapılabilir. Feribotla adaya ulaştım, girişte Turist İnfo'dan haritamı aldım. Haritada güzergah, resimler ve bilgiler var. Sırayla gezdim dolaştım havadaki bahar kokusu ile keyifli birkaç saat geçirdim ve Hiroşima'ya döndüm.

Sonrasında Japonya'da büyük final için Tokyo'ya hareket ettim...



























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder