9 Kasım 2014 Pazar

Peru - Iquitos

Pacaya Samiria'da geçen harika günlerden sonra döndüğüm Lagunas'tan ayni günün akşamı döneceğimi umuyordum. Zira rehber ve acentadakiler akşam "Yavaş Bot"a yetişeceğimi söylemişlerdi. Ancak tur dönüşü gittiğim iskelede öğrendim ki Yavaş Bot yokmuş. Hızlısı da yokmuş. Yavaş bot ile Iquitos'a gitmek (Lagunas'a ulaşım sadece nehirden teknelerle mümkün) 2,5 gün sürüyormuş ve hızlı bot'a göre çok daha keyifliymiş. Ama yoktu işte hatta ertesi gün de yokmuş. Ben de ertesi güne Hızlı botla gitmek zorunda kaldım.

Hızlı bot ile 1,5 gün süren yolda mola verip bir hostelde konaklayacağımızı söylediler. Hava kararmak üzereydi ve teknedeki tek ışık, uzun ince teknenin ucunda oturan elemanın elindeki el feneri idi. Görevi ise nehirde serseri bir şekilde yüzen kütükleri arkadaki dümenciye bildirip çarpışmayı önlemekti. Nehirdeki gün batımı enfes bir görüntü sergiliyordu. Hava iyice karardığındaki gökyüzü belki de şu ana kadar gördüğüm en güzel gökyüzü idi. Yıldızlar müthişti ve ışıkları nehirde yansıyordu. Hostele vardık ve yemek verdiler. Tavuk, pilav ve kızarmış muzu gömdükten sonra odaları gösterdiler. Ama bu kadar rezalet kokan ve pis bir odada kalmamıştım daha önce. Bir kısım Turist benim gibi odada uyudu, bir kısım uyku tulumu ile dışarıda uyumayı tercih etti. Tekne ile Nauta'ya vardığımda dolmuşla Iquitos'a devam ettim. Görüldüğü gibi burada ulaşım uzun ve çetrefilli.

Plaza De Armas meydanına yakın hostelime yerleştim. Burada fiyatlar daha yüksek. Ucuz yemek bulmak için dolaşmak gerekiyor. Ben de biraz dolaştım ve uygun sayılabilecek bir fiyata yemek ve bira gömdüm. Akşam olmak üzereydi. Kameramı aldım sokaklara çıktım. Nehir kenarı manzarası çok güzeldi. Foto ve video çektim. Yanyana dizilmiş Kafe-barların önünden geçerken, Lagunas'dan beraber geldiğimiz Alman gruba rastladım. Masalarına konuk oldum ve muhabbet ettik. Sonra evli olan çift ayrıldı, diğer kızlarla diskoya gittik. Bu Disko Latin Disko tabii. İçeride kalabalık bir müzik grubu Latin müzikleri çalıp söylüyorlardı. Dansçı kızların "Dansları" görülmeye değerdi :))))

Iquitos'da yapılacak turların başında Amazon turları geliyor. Tabi hepsi turistik turlar. Ben ballı bir şekilde turistik olmayan bir tur gerçekleştirdiğim için buradan tur satın almadım. Tavsiye üzerine Belen semtindeki pazarı ziyaret ettim. Nehir kenarına kurulmuş pazar oldukça büyük. Nehir kenarındaki semtin en büyük özelliği bir kısım yerleşim yerleri yüzer durumda. Pazarda yürürken yanıma bir eleman geldi ve "tekne turu ister misin?" dedi. Fiyatı sordum, "50 Sol" dedi. Teşekkür ettim, yola devam ettim ama benimle yürümeye başladı. Polismiş ve ek iş olarak bunu yapıyormuş. Kimliğini gösterdi ve "Buralar tehlikeli, benimle yürürsen bişey olmaz, sana fiyat en son 30 olur" dedi.

Belen'in gece tehlikeli olduğunu biliyodum ama gündüz yanınıza aldığınız eşyalara dikkat ettikten sonra fazla bir sıkıntı olmayacağını da biliyordum. Nehir kıyısına vardığımızda adamı 10 Sol'a ikna ettim :)) Tur ilginçti. Nehir o kadar pisti ki herhangi bir su damlasının size değmesini istemezsniz. Bu pislik içinde yıkanan insanları gördüm. Tüm tuvaletler nehir üzerinde yüzer vaziyette. Çöpler, atık sular da çabası. Etrafta derme çatma evler, balık tutan, çamaşır yıkayan, alışveriş yapan, yıkanan insanlar... Tur sonunda pazarda yemek ve yemekten sonra karpuz yedim. Ödediğim rakam 2,5 lira idi. Tabi yemek basit ve koşullar pek iyi değildi.

Ertesi gün Iquitos'da dolaşmaya devam ederken, Pacaya'da tanıştığım İspanyol çifle karşılaştim. Çok şeker ve kafa dengiler. Akşam buluşmak üzere vedalaştık. Yolda bir festival geçit töreni yakaladım. Eğlenceli tipler ve kostümler. Beni ve Foto. Makinemi görünce daha fazla hoplayıp zıplayıp neşeleniyorlardı :)) Yemek yemek için mola verdiğimde restoranda 80 yaşında bir Amerikalı adamla tanıştım. Emekliymiş ve 14 yıldır geziyormuş. Seyahatimden konuştuk, "Harika birşey yapıyorsun" dedi. Ben de, "Asıl siz harika birşey yapıyorsunuz. Ben ilerde sizin gibi olmak istiyorum!" dedim ve güldük.

Akşam İspanyol çiftle buluşup bir Kafe-Bar'a oturduk. Sohbet muhabbet güzeldi. Beni İspanya'ya davet ettiler ve "İspanya'da evin var unutma. Her zaman gelebilirsin" dediler. Birden feci bir yağmur başladı. Etrafta yerlerde hediyelik eşya satan hippiler, sokakta müzik yapıp dans eden ve para toplayan grup, yürüyüşe çıkmış halk birden sağa sola kaçışmaya başladı. Yağmur, yağmur değil sel olunca sular Kafe içlerine kadar geldi. Beş dakika içinde ortalıkta hiçkimse kalmamıştı...



























































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder