3 Nisan 2015 Cuma

Arjantin - Puerto Iguazu (Iguazu Şelaleleri)

Yine sağlam bir otobüs yolculuğu sonrası Buenos Aires'den Puerto Iguazu'ya ulaştım. Dünyanın en görkemli şelalelerinden olan Iguazu'yu görmek için sabırsızlanıyordum. Arjantin - Brezilya sınırında bulunan şelalelerin bir kısmı Arjantin tarafında bir kısmı da Brezilya tarafında kalıyor. Niyetim önce bu tarafı görüp sonrasında Brezilya'ya geçmek idi.

Varır varmaz birkaç acenta dolaşıp Iguazu turumu ayarladım. Otobüs bileti ve Tekne turu. Sonra hostelimi buldum ve aynı gün Iguazu'ya gittim. Giriş ücreti bana ait. Haritamı alıp girdim parka. Parkta küçük bir tren de var ama ben yürüdüm. Su sesini duymaya başlayınca heyecan da bastı. Sonra kenarından görmem yetti şelaleleri. Nefes kesici, kocaman, şahane. Parkta ilerledikçe farklı açılardan farklı şelaleleri görüyorsun. Bir süre önce meydana gelen sel felaketi yüzünden yönetim parkın bir bölümünü geziye kapatmış. Kapatılan bölüm harika diyorlar. Açık olan yerler de oldukça güzeldi.

Sonrasında Tekne turuna katılmak için elimde harita koca parkta buluşma yerini aradım. Park büyük ve biraz karışık. Gezerken, Rakunların akrabaları Coatimundi'ler, değişik garip kafa kaş göz hareketleri olan Maymunlar, Tukanlar, İguanalar vs çıktı karşıma. Puma'ların ve başka türlerin de olduğu söyleniyor ama onları göremedim. Buluşma yerine gidip tur araca bindik diğer insanlarla ama araç hareket etmedi bir türlü. Bir yolcu geç kalmış onu beklemeliymişiz. Sonra koştura koştura gelen bir kız gördüm. Baktım ben bu kızı bir yerden tanıyorum ama nereden? Kız geldi bindi ben ona baktım o bana. "Ben seni tanıyorum ama nereden bilimedim" dedim. O da "Ben de tanıyorum ama.." dedi çıkaramadı.

Hareket ettik; tekneye gidene kadar rehber orman, bitki örtüsü ve hayvanlar hakkında bilgiler verdi. Tekneye varmak üzereydim ki arkamı dönüp kıza baktım ve, " Ekvador, Galapagos adalarında tanıştık seninle!" dedim. "Eveet teknede tanıştık Santa Cruz'a giderken, nasılsın?" dedi ve güldük. Avustralya'lı gezgin "Alice" ti bu arkadaş. Bir kaç ay önce tanışmıştık. Tekneye vardık ve yanyana oturduk. Tekne hareket etti. Şelalelere yaklaşmak çok keyifli ve heyecan vericiydi hele kaptan tekneyi şelalaerin içine sokunca bastım çığlığı herkes gibi :) Sırılsıklam oldum, müthişti. Üzerimize dökülen çoşkun su, attığım kahkahalar, off çok güzeldi. Aynı şeyi Alice için söyleyemeyeceğim. O kötü etkilendi. İyi görünmüyordu. Karaya çıktık ve can yeleğimi çıkardım. Baktım bir kayaya oturmuş ağlıyor. Başında park görevlileri. Yanına gittim neler olduğunu öğrenmeye çalıştım. Şelalenin altına girmek, sarsılmak, teknenin ani hareketleri, uzun zamandır yolda olması vs ani bir boşalma yaşadığını söyledi. Onu aldım bir banka oturttum. Su ve yiyecek verdim. O gün hiçbir şey yememiş. Biraz konuştuk ve kendine gelmeye başladı. Parkta biraz dolaştık sonra gitmeye karar verdik. "Hangi hostelde nerede kalıyorsun?" Sorumdan sonra bastık kahkahayı tekrar. Aynı hostelde, aynı odada, yan ranzamda kalıyormuş :))) Şaka gibi. Hostele gittik sonra da yemek yiyip sohbet ettik. Artık tamamen iyi hissediyordu. O ertesi gün erkenden gidecekti ben bir gün daha kalacaktım. Sabah kalktığımda yatağımın yanında bir not ve bir şeker duruyordu. Notta, ona gözkulak olduğum için teşekkür ediyor, dünyanın başka bir yerinde tekrar karşılaşmayı diliyordu. Yolculuğun güzel ve sürprizlerle dolu yanlarından birisi de bu işte. Hiç tanımadığın insanlarla tanışır yardımlaşır, öğrenir, öğretirsin, paylaşırsın :)

Dünyanın en büyük barajlarından birisi Brezilya-Paraguay sınırındaymış ve ismi de "Itaipu" imiş. Daha önce baraj ziyaret etmediğim için tavsiye üzerine burayı da görmeye karar verdim. Bir tur şirketiyle anlaştım. Tur kapsamında vergiden muaf tutulan Paraguay şehri, "Ciudad Del Este'yi de gezecektik. Bu geziyi bir sonraki "Paraguay" notlarım kapamında yazacağım...






























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder